Lozan

by Ali Naci Karacan

Other authorsn/a (Translator), Hulûsi ; Turgut (Editor)
Paperback, 1971

Status

Available

Call number

1-4-4-10

Collection

Pages

600

Local notes

Birinci Dünya Savaşı’nın bitmesinin ve Avrupa’da yeni bir düzenin kurulmasının üzerinden dört yıl geçmiştir… Yenilen devletlerin imzaladığı antlaşmalar yürürlüğe girmiş, sadece Sevrés’in dayatıldığı ülkenin kalbinden, Anadolu’dan yükselen Milli Mücadele, galip devletleri barış için yeniden masaya oturmaya mecbur bırakmıştır…

Lozan, bu yeni barış sürecini Mudanya Mütarekesi’nden Lozan Antlaşması’nın imzalanmasına dek anlatan bir belgesel:

İtilaf Devletleri’nin Türk temsilcilerine tepeden bakan tavrıyla açılan, emrivakilere boyun eğmeyen Türk heyetinin haklı tavrıyla kesintiye uğrayan, bir diplomasi dersi olarak da okunabilecek zorlu müzakerelere sahne olan çekişmeli bir konferans…

Konferansa basın gözlemcisi olarak katılan Ali Naci Karacan, Lozan’ın, Dünya Savaşı ertesi kurulan yeni uluslararası düzenin çöküşünün ilk belirtileri arasında imzalanışının tanığıydı.

Karacan, Lozan Barış Konferansı anılarını, belgeler ve başka tanıklıklarla pekiştirerek yeni kuşakların da okuması için 1943’te kaleme aldı.

Gençler Lozan’la tanıştığında dünya ikinci kez dev bir savaşla yakılıp yıkılıyor; Lozan’da sadece savaşın değil barışın da zorlu bir süreç olduğunu gören İsmet İnönü de Türkiye’yi büyük savaşın dışında tutmaya çalışıyordu.

Ali Naci Karacan (1896-1955) İstanbul’da doğdu. Galatasaray Lisesi’nde Tevfik Fikret’in öğrencisiyken yazmaya olan ilgisini keşfetti. Daha öğrenciyken basın dünyasına girdi. Çeşitli gazetelerde muhabirlik ve yazı işleri müdürlüğü yaptı. Mütareke döneminde, İstanbul basınına aykırı bir ses getirmek üzere, milli mücadeleyi destekleyen Akşam gazetesinin kurucuları ve yazarları arasında yer aldı. İkinci Lozan Konferansı’nda gazetesi adına çalıştı, gelişmeleri sıcağı sıcağına Türk halkına aktardı. İkdam, Politika, İnkılap gazetelerini yayımladı. 1934’te o zamanın Milliyet gazetesinin Tan adıyla yeniden yapılandırılması sürecinde yazı işleri müdürüydü. Bir süre dış ticaretle uğraştı. Anadolu Ajansı için çalıştı. 1954’te basın yayın dünyasına dönerek, oğlu Ercüment Karacan ve Abdi İpekçi ile birlikte Milliyet’i yayımlamaya başladı. Ancak gazetesinin başarı kazanmaya başladığı sıralarda, yayınının dokuzuncu ayında hayatını kaybetti.

1000Kitap İnceleme Linki

Library's rating

Page: 0.1995 seconds